Hastalıklar

Atrofik Gastrit ve İntestinal metaplazi

 Stj.Dr.Mustafa Çelik, Stj.Dr.Erkan Doğan, Prof.Dr.Ahmet Dobrucalı

Kronik gastrit nedir?

Kronik (müzmin) gastrit midenin iç yüzeyini döşeyen ve mukoza olarak adlandırılan ince doku tabakasının uzun süreli iltihabıdır. Kronik gastrit, mukoza hücrelerinde (epitel hücreleri) zamanla çeşitli değişikliklere neden olabilir. Endoskopik olarak normal görülen midelerin büyük bir çoğunluğunda doku örneği alınarak mikroskop altında incelendiğinde (biyopsi) kronik gastrit izlenir. (Bkz. Gastrit).

Atrofik gastrit nedir?

Atrofi, hücre içeriğinin kaybı ve hücrenin boyutlarında azalma olmasıdır. Atrofik gastrit ise midenin iç yüzünü döşeyen mukoza tabakasının burada bulunan epitel hücrelerinin ve salgı bezlerinin kaybı ile sonuçlanan kronik iltihabıdır. Atrofik gastritli midelerde mide mukozasında barsak tipi dokular oluşmaya başlar ki bu durum intestinal metaplazi olarak adlandırılır. Midede asit salgılayan hücrelerin azalmasına bağlı olarak mide suyunun asiditesi azalır ve besinlerin sindirimi zorlaşır. Ayrıca B12 vitamini ve demir emilimi de bozulur ve uzun dönemde bu maddelerin eksikliğine nedeniyle kansızlık (anemi) gelişir.

atrofi2

takoz

Atrofik gastrite neler sebep olur?

En sık görülen sebepleri otoimmünite(*) ve helikobakter pilori isimli bakterinin yol açtığı kronik enfeksiyondur (Bkz. Helikobakter pilori). Daha nadir olarak kronik alkalen reflü gastritinde (mideye safra kaçması) ve parsiyel mide rezeksiyonlarından sonra kalan midede atrofik gastrit gelişebilir. Tip-A gastrit veya otoimmun gastrit olarak da adlandırılan atrofik gastrit tipinde atrofi midenin korpus (gövde) ve fundus (kubbe) olarak adlandırılan üst kısımlarında ortaya çıkar. Asit salgılayan hücrelerin kaybına bağlı olarak mide suyunun asiditesi azalır. Mide asidinin azalması midenin antrum olarak adlandırılan alt kısımlarındaki hücrelerden ‘gastrin’ adlı hormonun salgılanmasını artırır ve bu nedenle bu hastalarda kanda gastrin seviyesi yüksek bulunur.

Kronik helikobakter pilori enfeksiyonuna bağlı atrofik gastritte ise atrofi midenin antrum olarak adlandırılan alt kısımlarında daha belirgindir. Midenin bu bölgesinde midedeki asit salgılanmasını artıran ‘gastrin’ adlı hormonu salgılayan hücrelerin kaybına bağlı olarak midenin asit sekresyonu azalır. BU türde serum gastrin düzeyi ise genellikle normal bulunur.

(*) Oto; kendi kendine, immunite; vücudun savunma sistemi, Otoimmunite; savunma sisteminin bozularak organizmanın kendi kendine zarar vermesi

Klinik bulgular

– Atrofik gastritli hastaların büyük bir kısmında belirgin bir yakınma yoktur. Bazı hastalarda aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilirsede bu belirtiler sadece bu hastalığa özgül olmayıp başka mide rahatsızlıklarında da görülebilir.

– Üst karın bölgesinde rahatsızlık hissi, erken doyma, yemeklerden sonra midede dolgunluk ve hazımsızlık hissi.

-İştahsızlık, kilo kaybı, bulantı

-B12 vitaminin ve/veya demir eksikliğine bağlı ortaya çıkan kansızlık (anemi) ve bunun yol açtığı halsizlik, çarpıntı, el ve ayaklarda uyuşma vb. belirtiler.

-Birlikte bulunabilecek tiroidit (Hashimato tiroiditi) , tip-1 diabet, Addison hastalığı ve Sjögren sendromu gibi diğer otoimmun hastalıklara bağlı belirtiler [Örneğin; tiroid bezinin iltihabı olan ‘tiroidit’ te tiroid hormonu yetersizliğine bağlı belirtilerin bulunması (Tirogastrik hastalık), Sjögren sendromında tükürük bezlerinin yetersiz salgı yapmasına bağlı ağız kuruluğu vb.].

Tedavi ve takip

Bir midede atrofik gastrit geliştiğinde artık geri dönüş sözkonusu değildir. Atrofik gastritli midelerde mide kanseri gelişme riski normal topluma göre artmış olduğundan bu hastalar belirli aralıklarla endoskopi yapılarak takip edilmelidir. Ailesinde mide kanseri bulunan hastalarda daha titiz davranılmalıdır. Midede helikobakter pilori enfeksiyonu saptanırsa tedavi edilir. Mide asidi aşırı derecede azalmış hastalarda görülebilecek hazımsızlık vb. yakınmaların azaltılmasında yemek sırasında limonata ve kokakola gibi asitli içeceklerin tüketilmesi fayda sağlayabilir.

İntestinal metaplazi nedir?

Normal mide mukoza epitelinin yerini ince ve/veya kalın barsaktakine benzer epitelin aması intestinal metaplazi (İM) olarak adlandırılır. Metaplazik mide mukozası ince barsak epitelinin morfolojik ve biyokimyasal özelliklerini gösterir. İM çoğunlukla midenin antrum olarak adlandırılan mide çıkışına yakın alt kısmında görülür ve sıklıkla kronik atrofik gastrit ile birliktedir. Endoskopik olarak normal mukozaya göre  yüzeyden hafifçe kabarık 3-5mm çapında, somon renginde düzensiz adacıklar şeklinde görülür. İM nin kronik gastritin endoskopik görünümünden ayırmak güçtür ve teşhiste endoskopistin tecrübesi önemlidir. Tipik endoskopik görünüm ancak ileri evredeki hastalarda saptanabileceğinden kesin teşhis mide mukozasından alına doku örneklerinin mikroskop altında incelenmesi ile koyulur (Biyopsi).

İntestinal metaplazinin tipleri

İM ler, metaplazik hücrelerin ince bağırsak enzimlerini ne düzeyde içerdiklerine dayanılarak tam ve kısmi metaplazi olarak ikiye ayrılır. Tam metaplazide enzimlerin tamamı ya da tamamına yakını salgılanmaktadır ve hücresel yapı ince bağırsaktakine son derece benzemektedir. İM bu şekilde , ince barsak epitelinin özelliklerini gösterdiğinde TİP1 (Komplet tip) olarak adlandırılır. Bu tipte metaplazik epitel ince barsak mukozasının hemen tüm özelliklerini gösterir. Kısmi metaplazide ise bu enzimler yoktur ya da birkaçının kısmi olarak salgılanması sözkonusudur ve hücresel yapı ince veya kalın barsak epiteli görünümünde olabilir. Tip 2 (inkomplet tip) İM olarak adlandırılan bu türde normalde incebarsak tipi epitelde bulunan emici hücreler ya çok azdır, ya da hiç yoktur ve metaplazik epitel genellikle Paneth hücreleri olarak adlandırılan hücrelerden yoksundur. Tip 2 İM iki guruba ayrılır;

TİP 2A İM de metaplazik epitelde müsin salgılayan goblet hücreleri ve nötral musin ve/veya asid siyalomusin salgılayan hücreler bulunurken TİP 2B İM de asid sulfomusin salgılayan hücrelerin varlığı belirgindir. Tip 2B İM, TİP 3 İM olarak da adlandırılır. Tip 2B İM en seyrek görülen tiptir, ancak kanser gelişimi en sık olarak bu tipte görülür. İntestinal metaplazi tipleri arasındaki farklar aşağıdaki tablo da görülmektedir.


mucinboyasi

takoz

İntestinal metaplazi ve mide kanseri

Yapılan çalışmalarda atrofik gastrit ve İM bulunan midelerde mide kanseri gelişme riskinin normal popülasyona göre artmış olduğunu göstermiştir. Bu risk artışı Tip-1 ve Tip 2 A İM de kesin olarak gösterilememiş olmakla birlikte özellikle Tip 2B ( Tip 3) İM de belirgindir. Midede yaygın atrofik gastrit uzun sürede displazi ve gastrik kanser gelişimi için bir risk faktörüdür. Displazi hücrelerin şekil ve yapısal özelliklerinin kaybıdır ve kanser öncesi bir değişimdir. Tip 2B İM bulunan kronik atrofik gastritde intestinal tip gastrik kanser gelişme riski yaklaşık 5 kat artmıştır. Bu nedenle yüksek riskli hastaların düzenli olarak endoskopik kontrollerle takip edilmesi ve mideden doku örneklerinin kansere dönüşüm bulguları yönünden değerlendirilmesi gerekir.

İsveçte  1979-2011 yılları arasında 405.000 kişi üzerinde yapılan ve 1599 mide kanseri vakasının saptandığı, 2015 yılında yayınlanan bir çalışmada, yıllık kanser gelişme riski  normal mide mukozası olanlarda 20/100.000,  minor mukoza değişiklikleri olanlarda 45/100.000,  gastriti olanlarda 59/100.000, atrofik gastriti olanlarda 100/100.000, intestinal metaplazi saptananlarda 129/100.000 ve displazi saptananlarda 263/100.000  olarak bulunmuştur. Bu çalışmada  20 yılık bir sürede mide kanseri gelişme riski:  Normal mide mukozası olanlarda 1/257, gastritte  1/85, atrofik gastritte 1/50, intestinal metaplazi saptananlarda 1/39 , displazi saptananlarda 1/19 dir. Çalışmaya göre uzun dönemde mide kanseri gelişme riski, mide mukozasında minör değişiklikler olanlarda 1,8 kat artarken, metaplazik zeminde displazi  saptananlarda 11 kat artmaktadır.

Güncellenmiş çalışma protokollerine göre midede yaygın atrofik gastrit (Multifokal atrofik gastrit) saptanan hastalarda displazi ve gastrik kanser gelişimini araştırmak için mideden en az 5 adet biyopsi alınmalıdır. Bu biyopsilerin 2’si midenin çıkışına yakın alt kısmından (preplorik antrum), 2’si midenin korpus olarak adlandırılan orta kısmından, 1 i de midenin incusura angularis olarak adlandırılan bölgesinden alınır. Ailesinde, 1. ve 2. derece akrabalarında mide kanseri bulunan ve mide kanserinin sık görüldüğü bölgelerde yaşayan hastalarda midede multifokal atrofik gastrit varlığı araştırılmalıdır. Multifokal atrofik gastrit var ise 3 yılda bir gastroskopi yapılarak takip önerilir. Bütün İM tiplerinde midede Helikobakter pilori enfeksiyonu varsa tedavi edilmelidir. Günümüzde bu tür midelerde gelişmiş endoskopik yöntemlerin kullanılmasıyla kansere dönüşüm erken evrede yakalanabilmektedir.

takoz

metaplazi5 

takozKaynaklar

1-Park YH, Kim N.Review of atrophic gastritis and intestinal metaplasia as a premalignant lesion of gastric cancer. Cancer Prev. 2015 Mar;20(1):25-40.
2-Incidence of gastric cancer among patients with gastric precancerous lesions: observational cohort study in a low risk Western population BMJ 2015; 351 doi: http://dx.doi.org/10.1136/bmj.h3867 (Published 27 July 2015)Cite this as: BMJ 2015;351:h3867